bugün
yenile
    1. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      2015 çıkışlı ilhami algör romanı. fakat müzeyyen bu derin bir tutku'nun devamı gibi. hayata karşı soruları olan, karmaşayı anlamamış, hayatı sorgulayan bir kitap. "nedir, mesele nedir?" sorusu üzerinden yürüyor hikaye. ilgimi en çok çeken yerler, alıntılar: -amaçsızlığı çok güzel tanımlamış: "söz ettiği şeylerin birbirleri ile bağlantısı yoktu. bir fikirde durma nedeni, sanki başka bir fikre geçmek içinmiş gibi, sonsuza kadar konuşacakmış hissi veren bir ritim ile akar, akmayıp uçuşurdu." -gurur yapanlar için: "ne gururu, dedim, ya da gurur ne? 'artık elinde olmayan bir şey için risk almaya iten duygudur... ya da artık yerinde olmayan şeyin, boşluğunu doldurma çabasıdır... ya da kırılmış bir şeyin daha fazla kırılmamak için sertleşmesi, katılaşmasıdır... ya da...' sonuncu 'ya da' nın arkası gelmeyecekti. gelmekte olan bir cümleyi söylemekten vaz mı geçtiğini, yoksa hızını alamayıp ağzından fazladan bir 'ya da'mı kaçırdığını merak edecek, üstünde durmayacaktım. gurur beni daha çok ilgilendirecekti." -kitabın son yeri ve son cümle tüm kitabın özeti: "sarayı, deniz fenerini ve şehri geçtim. gece oldu. stella ışıklar içinde geçti yanımdan. selamlaştık. 'merhaba' dedi stella, 'hayat nasıl?' 'bilmem' dedim, 'hayat hakkında fikrim yok.'" klasik yeni dönem edebiyatı ama farklı hissettiriyor gibi okurken. arada kalma seçeneği yok bu kitap için; ya seversiniz ya da nefret ederek geçersiniz sanırım. ben sevdim.
    2. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (#931794) "ben duyulmadığım yerlerden gitmek hastalığına tutulmuş olabilirdim."